Bir güzel ki, on yaşına girince,
Gonca güldür de henüz açılır
On birinde, gonca diye koklarlar;
On ikide, elma diye saklarlar;
On üçünde cevr-ü cefa çekerler ;
On dördünde, hamre şekere benzer.
On beşinde, güzelliğin çağıdır;
On altıda, gören aklın dağıtır;
On yedide, göğsü cennet bağıdır;
Uzanır kameti selviye benzer.
On sekizde, hem artırır zarını,
On dokuzda, terk eylemiş arını.
Yirmisinde, gözdedir şikârını,
Zincirlerden kopmuş aslana benzer.
Yirmi beşten sonra, bıyık burulur;
Otuzunda, akan sular durulur;
Otuz beşte, hep günahları sorulur;
Yalana karışmış irfana benzer.
Kırk yalında, gazel dökülür bağlar;
Kırk beşinde, ettiklerine ağlar;
Ellisinde, insanlara bel bağlar;
Dağ başına çökmüş dumana benzer.
Elli beşte, sızı iner dizine;
Altmışında, duman çöker gözüne;
Altmış beşte, hiç bakılmaz yüzüne;
Geldi geçti, şimdi yalana benzer.
Altmış beşten sonra, beli bükülür;
Bütün damarından kanlar çekilir.
Gel gel diye toprak çağırır
Ahreti gözetir süphana benzer