Yozgat’ın Eski Pazar Mahallesinde oturan çok fakir bir ailenin genci ile yine çok fakir ailenin kızı arasında geçen bir öykü:
Birbirlerine komşu olan aile çocukları küçük iken aileler komşu şakalarıyla birbirleri ile çocukları evlendirirler akraba olur oğlan okur kızı ister verir mürvetlerini görür. Gel gör ki zaman geçer çocuklar büyür yavaş yavaş kaş göz ile gençler birbirlerine jest mimikler yaparlar git gide sevgiye dönüşür.
Genç durumu ailesine büyük bir mahcubiyetle açar, aile çok perişan, oğluna da üzülerek yapamayacaklarını izah ederler. Zaman gelir kızı istemeye giderler. Kız tarafı tamamen değişir, isteyenlerin isimleri sayılır. Genç yok tabii...
Kız tarafı kızını başkasına verirler düğün hazırlıkları başlar. Damat tarafı kız tarafına baklava tepsisi içinde üzeri ipek örtü kapalı hediye gönderirken fakir genç çarşıya koşar yeşil bir cep aynası alır ve bir pusula yazar aynayı sarar tepsinin bir köşesine ne yapar yapar iliştirmeyi becerir.
Bu türküde, öyküden bizzat gencin sevgilisiyle ağızdan duyulduğu bilinir.
Yeşil aynayı sokundunmu beline
Gezin gurban olam datlı diline
Sen düşürdün beni alem diline
Benim ile mercimeğin daşlıda yar
Sen sefa geldin
Çarşıdan aldında yeşil aynayı
Boşa çiğnemişim yalan dünyayı
Ne İzmir’i koydum ne de Konya’yı
Kendime münasip yar bulamadım
Sen safa geldin
Kaynak Kişi Fatma Kiremitçi 1977
Kaynak:
Sürmelim - Süleyman Sökmen